8 Aralık 2009 Salı
Haute Couture: Guilty as Charged! by chaalab
Geçtiğimiz mayıs ayında moda dünyasını yakından takip edenleri çok da şaşırtmayan bir iflas haberi ile çalkalandı ortalık. Christian Lacroix moda evine neler oluyordu? Eğer kısa bir sürede içine gerekli miktarda para enjekte edilmezse moda evi yitip gidecekti…
Couture’ün kalesi Paris, bu ünlü markanın iflasına izin mi verecekti? 2005 yılında LVMH (Louis Vuitton Moet Henessy) grubundan satın alarak yıllardır kar sağlamadığı halde markaya arka çıkan Amerikan devi Falic yapılandırma planı ile Lacroix markasını iflastan kurtarmak için çırpınsa da olmadı. Arap şeyhlerinden ve birkaç Fransız girişimciden bazı atılımlar gelse de olmadı. Haute Couture’ün inatçı adamı Lacroix için kara günler bir türlü geride kalmadı. Kurtarıcı melek imdada yetişemedi. Artık moda evinin sadece sayılı çalışanı ile aksesuar ve parfüme yoğunlaşacağı konuşuluyor.
Ağustos ayında moda evindeki krizin kendini iyiden iyiye hissettirdiği günlerde Lacroix’nın Musée des Arts Décoratifs de gerçekleşen son show’unun ardından markaya yıllardır sadık kalmış hayranları catwalk’a “CRISTIAN LACROIX FOREVER!” Pankartı ile çıkar, modeller gözlerinden yaşlar süzülerek son kez Lacroix’nın sanat eserlerini üzerlerinde taşımanın ayrıcalığını yaşarlar ve Christian Lacroix İspanyol geliniyle el ele “I did it my way” gibi belki de her şeyi yeterince özetleyen bir şarkı eşliğinde podyumu terk eder… Bu sahne herkesin aklına hüzünlü bir Paris hatırası olarak kazınır.
Peki nerede yanlış yapılmıştır? Moda severler Lacroix’ın hazin sonundan ziyade haute couture çağının kapanmasına mı ağlıyorlar? Son açıklanan rakamlara göre 2009 yılında marka neredeyse 70 adet gelinlik satmıştır. Bu, haute couture çağının sonunun geldiği varsayıldığında ve her bir Lacroix gelinliğinin yaklaşık 35 bin Dolar’a satıldığı hesaba katılırsa aslında çok büyük bir başarıdır.
Ama aynı zamanda da moda dünyasında artık sadece çok başarılı bir haute couture markası olmakla ayakta kalınamadığını ortaya koymuştur.
1940’lı yıllarda 100 civarında olan haute couture moda evlerinin sayısı bugün maalesef neredeyse 10’lara kadar inmiştir. Günümüzün şanlı moda evleri büyüklüklerini ve karlılıklarını koruyabilmek için dönüşen zamanla kendilerine bir tasarım piramidi oluşturmuşlardır. Haute couture en üstte, altında Ready to Wear, onun altında aksesuar ve parfümler gelmektedir. Bugün daha geniş halk kitlelerine yayılmanın ve adını duyurmanın parfüm çıkarmaktan geçtiğine herhalde tüm moda markaları vakıftır.
Christian Lacroix ise ucuz jean markası ve birkaç başarısız parfüm girişiminden sonra sadece bir haute couture markası olmaktaki inadını sürdürmüştür.
Lüks marka yetkilileri ve danışmaları ise günümüzde haute couture’ü teknoloji firmalarının ütopik bütçeler harcayarak yaptıkları deneylere benzetmektedirler. Her moda evi bu geleneği belirli bir ölçüde pazarlama, pr ve araştırma gibi sürdürmeli ama kar beklemek yerine yatırım gibi görmelidir.
1987 yılında Hermes’ten ayrılarak kendi markasını yaratan ve yıllarca gelin adayların hayallerini süsleyen Christian Lacroix’nın önünde üç farklı yol var bugün. Ya Azzedine Alaia gibi daha niche bir marka haline gelmek fiyatını daha da arttırarak çok az noktada haute couture’e devam etmek. Ya LVMH grubunun dahi piramidini uygulayarak it bag, parfüm, ayakkabı yaratmak için uğraşmak ya da iddiasından vazgeçmeden mağrur ve vakur duruşu ile moda tarihinin tozlu sayfalarında yerini almak. Yazının başında da belirttiğim gibi Lacroix bu zor seçimi çoktan yapmış gibi görünüyor moda sever arkadaşlarım, ama yine de günün birinde bir geri dönüş neden olmasın?
Moda dünyasındaki şaşırtıcı gelişmeleri nedenleri ile takip etmek için Kristal Küre’den chaalab’ı izlemeye devam edin!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder